Müşteri hizmetleri : 0536 713 22 22
Dilimizde ki en naif atasözünün ana elemanı kahve. Kırk yıl hatır olma suretiyle sabırla pişirilen tadı uzun süre damakta kalır Türk kahvesinin. Bol köpüklü Türk kahvesiyle yapılan sohbet ise daha kalıcı olur hatıralarda.
Kahvehaneden cafeye geçişin öyküsü
Günümüz itibariyle cafe kültürünün yaygınlaşması kahve kültürüne etkisi elbette büyük olmuştur. Ancak cafe kültürünün yanı sıra Türk kahvesi aslında yaşamımıza uzun yıllar öncesinde girmiştir. Yani sadece şu zamanı olmak haksızlık olacaktır.
Eski zamanda vazgeçilmez olan günümüzün adeta cafesi yerine geçen kahvehaneler ile Türk kahvesi kültürünün temeli atıldı. O gün şartlarında sosyal yaşantının vazgeçilmez bir parçası oldu Türk kahvesi. Koyu sohbetler eşliğinde içilen Türk kahveleri daimî dostlukları ve muhabbetleri beraberinde getirdi. Gözünüze eski zaman insanlarının naif görüntüsünü getirin, haklı olduğumuzu göreceksiniz. Bu dostluk temelleri ile birlikte doğdu aslında Türk kahvesi kültürü.
Kahvehanelerin ilk açıldığı yer ve tarih ise İstanbul- 1554. İlk kahvehane açıldığı günden itibaren edebiyatın temellerinin atıldığı, sanata dair tüm konuların işlendiği bir yer oldu adeta. Tabiri caiz ise kültür yuvası haline geldi diyebiliriz. Günümüz kahvehanelerini veya cafeleri düşününce bu durumu adeta herkesin olmasını istediği adeta ütopik bir hayal gibi gelmiyor mu size de? İlk kahvehanelerde onlarca sanatçı, öğrenci ve öğretmen geldi geçti, hepsi de ardında güzel anıların yanı sıra okunmuş kitaplar, oynanmış piyesler bıraktı. Üstelik bu durum sadece İstanbul itibariyle değil, Dünya genelinde oluştu diyebiliriz. Kahvehaneler, eski yıllarda ülkemizde olduğu gibi başka ülkelerde de entelektüellerin buluşma mekânı oldu. Kahve ise bu güzel sanat dolu ortamı bir araya getiren bir etmen oldu.
Güzelliği bol köpüğünde saklı
Türk kahvesinin en belirgin güzellik birimi, köpüğü. Bir kahvede köpük ne kadar fazla ise yapanın da marifeti adeta bu şekilde ortaya çıkıyor diyebiliriz. Köpüklü bir kahve yapmanın ise bazı püf noktaları vardır.
Kullanacak olduğunuz kahvenin taze olması. Kahveniz taze değilse eğer bu hem tadına hem de köpük durumuna etki edecektir.
Kullanacak olduğunuz suyun klorlu olmaması önemli bir nokta. Bu yüzden kahvenizi yaparken içme suyu kullanmanız kahvenizin köpüklü olmasını sağlayacaktır.
Kullanacak olduğunuz suyun, soğuk olması da köpüğünüzün fazla olmasında yarar sağlayacaktır.
Cezvenizi ocağa koymadan önce hafif karıştırarak kahveyle suyun ve şekerin birbirine karışmasını sağlayabilirsiniz. Bu sayede yumuşak bir kıvam elde edeceksiniz.
Kahvenizi ocağa aldıktan sonra ara ara karıştırın, hızlı ve sert bir karıştırma kahvenizin köpüğünü dağıtacağını aklınızda bulundurun.
Ardından kahvenizi hafif kabarınca üstündeki köpüğü fincanlara dağıtabilirsiniz.
Kahvenizin fazla kaynamasını beklerseniz, köpüğünüzü dağıtabilirsiniz. Kahvenizi çok fazla kaynamadan fincanlarınıza yavaşça kenarından koymalısınız. Hızlı ve ortadan kahvenizi koymaya çalışırsanız olan köpüğünüzü kaybedebilirsiniz.
Koyu sohbetlerin vazgeçilmezi, Türk kahvesinin faydaları
Gönüller arasına bağ kurmanın yanı sıra Türk kahvesinin vücudumuza birçok yararı bulunmakta.
Türk kahvesi antioksidan deposudur: Kahvenin pişirilmesiyle ortaya çıkan telve antioksidan özelliğini kat be kat arttırıyor diyebiliriz. Yapılan araştırmalar da günde içilen 1 ila 3 fincan Türk kahvesi kansere karşı koruyucu rol üstlenmekte olduğu saptanmıştır.
Türk kahvesi konsantrasyon arttırıcıdır: Sabah saatlerinde içilen bir Türk kahvesi gerçekten de konsantrasyon yeteneğini arttırdığı zihinsel fonksiyonları desteklediği gözlemlenmiştir.
Türk kahvesi ömür uzatıcı özelliği vardır: Yapılan araştırmalar ışığında her gün içilen Türk kahvesinin uzun yaşam oranını arttırdığını ortaya çıkarmıştır.
Türk kahvesi, Alzheimer önleyicidir: Türk kahvesinin günümüzde sık karşılaştığımız bir hastalık olan Alzheimer hastalığını önlediği ortaya çıkarılmıştır. Düzenli olarak alınan kafein ile bilişsel faaliyetlerdeki azalmayı önlediği gözlemlenmiştir.
Türk kahvesi, kalp dostudur: Dost meclisinde içilen kahve hem kırk yıl hatır hem de gönülden gönle bağ kurar demiştik. Buna bir ek olarak da kahvenin içeriğinde var olan antioksidan özelliğinin kalp sağlına katkısı yapılan araştırmalar ışığında ortaya koyulmuştur.
Türk kahvesi, şeker hastalığın riskini düşürüyor: Alman bilim adamlarının yaptığı araştırmalar sonucunda günlük 600 ml veya üzeri içilen kahvenin diyabete yakalanma riskini %23 oranında azalttığı ortaya çıkmıştır.
Türk kahvesi, yağ yakımını sağlıyor: Spordan yardım saat önce içilen kahve, kahvenin içeriğinde bulunan kafein sayesinde yağ yakımını arttırdığı bilinmektedir.